23/2/2007 - SİGARA ÖLDÜRMEZ Sigara bildiğimiz bir ot ve otun içine içenlerin sağlığına zarar vermek maksadıyla doldurulmuş bir sürü zehir. Zift; hani şu kaynar kazanlarda kaynatılır. Sevimsiz bir nesne. Sinek savar yani böcek ilacı ve bin bir türlü zehir. Niye katarlar ki demeyin. Her sektörün kendine göre hesabı kitabı vardır. Üç bilinmeyenli denklem gibi. Yani insanoğlu sigaraya bağımlı olmasa, kolay hasta olmaz. Yahut ta sigaranın yarattığı neden olduğu hastalıklar olmaz. Eee o zamanda ilaç sektörü iflas eder. Söz gelimi. Şimdi sigara imal edilmesin desek tiryakiler başlar, tütün üreticileri başlar, tüccarlar başlar bağırmaya. Ekmeğimizi tütünden kazanıyoruz diye sıralarlar, ekonomiye şu kadar katkısı var, şu kadar kişiye iş istihdamı sağlıyor diye. Yani tütün ve mamulleri olmasa aç kalacakmışız gibi. Açlıktan kimse ölmedi ki bugüne kadar. Bir ikramla, özentiyle, can sıkıntısıyla yahut ta dertlerimizi sigara ile unutabileceğimizi sanarak yakılan bir sigara arkasından ikinciyi, üçüncüyü de beraberinde getirir. Sigara 80’li yıllarda Bulgaristan’a fason yaptırdılar. Naylon kağıtlı sigaralar içirttiler tiryakilere. Nüfus çabuk azalsın diye. Neyse bu serüven içinde onunda kolayını bulduk. Naylon olmayan sigaralar dağıtıldığında tekele gidip ihtiyacımız kadarını alabiliyorduk. Ben ve arkadaşlarım şanslıydı. En azından biz öyle sanıyorduk ve kendimizi aldatıyorduk. Bir aralar sigara bırakma girişimlerim oldu. Fakat bu bırakmalar bana daha pahalıya mal oldu. Elime aldığım bir tek sigara tekrar başlamama neden oldu. İçtiğim sigara sayısında büyük bir patlama meydana geldi. İçmediğim zaman deli olurdum. Bulur buluşturur fakat onu mutlaka ağzımdan düşürmezdim. Fakat rakı içen öldü de su içen ölmedi mi hesabıyla sanki sigara içmeyenler ölmüyor mu diyerek tüttürmeye devam ettim. Ettim ama en sonunda başardım. Bir kalemde sildim attım hayatımdan. Bir Ramazan akşamı idi. İşten eve geliyordum. Evde bulunsun diye bir karton sigara almıştım. Dolmuştan indim eve vardım. Kış günü hava kirliliği had safhada. Bahçeme gelince bir sigara yaktım, kapıyı çaldım. Kimse kapıyı açmadı. Evdekiler sofrada olduğu için kimse kapının çalındığını duymamıştı. Bu arada benim sadık dostum sigara beni öksürtmeye başladı. Tıkandım, nefes alamadım ve öleceğimi sandım. Elimdeki sigarayı attım. Seni içersem dedim ve yemin ettim. (Yazının devamı önümüzdeki günlerde yayınlanacak) |